12 Ağustos 2011

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI HAKKINDA

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI KURULMASIVE SHÇEK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN KAPATILMASI VE TAŞRA TEŞKİLATININ İL ÖZEL İDARELERE DEVREDİLMESİ KONUSUNDA
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ EDİRNE ŞUBESİ DEĞERLENDİRME RAPORU

            Bilindiği gibi Ülkemizde 1983 yılına kadar değişik kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağınık bir şekilde sunulan ve bu durumdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle tek elde toplanmasını öngören 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu 27/05/1983 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanunla kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü Merkez teşkilatı Ankara’da olmak üzere 81 ilde ve bazı ilçelerde teşkilatını oluşturmuş; çocuk, genç, yaşlı, özürlü ve ailelere yönelik Sosyal Hizmetleri Ülke genelinde uygulayan en etkin ve yaygın kurum haline gelmiştir.Tek elden yönetmenin avantajı ile hizmetlerde kalite ve standardın belirli düzeye çıkması sağlanmıştır.
Çalışanlar olarak bu gelişimin “ Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardım Bakanlığı “ olarak icracı bir bakanlık adı altında toplanması ve sosyal hizmet ve sosyal yardımların bu Bakanlık bünyesinde toplanması belirlenirken, 12 Haziran seçimlerinden birkaç gün önce Aile Ve Sosyal Politikalar Bakanlığının teşkilat ve görevleri hakkında 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe sokulmuştur.
Tamamen" ben yaptım oldu" mantığı ile hiçbir kesim ve gurubun görüşü alınmadan yapılan bu yeni düzenleme ile  hizmet alan guruplar ,çalışan personeller ve hizmetin genel yapısı ve özellikleri bakımından bir çok yanlışlık ,belirsizlik ve çelişkiler mevcuttur. Şu anki görüşümüz ile bir kaosa neden olacak bu yeni gelişimle ilgili görüşlerimiz ilgilenenlerle paylaşıma sunulmaktadır.
1.    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kanun yolu ile gerçekleştirilmesi düşünülmeyip bir kararname ile ilgili kurum kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin görüş ve düşünceleri alınmadan bir oldubitti ile alt yapısı oluşturulmadan gerçekleştirilmesi olası risk ve sorunları beraberinde getirmiştir. Yasa ile ilgili katkı ve katılımların sağlanması hem yasanın sağlam bir temele oturması ve hem de geçişin olası sorunlarını asgariye indirecekken bu yapılmamıştır. Daha bilimsel, bütüncül dolayısıyla daha profesyonel bir sosyal hizmet anlayışı- felsefesi 1970 li yıllar döndürülmüştür.
2.    KHK ile kapatılan Genel Müdürlükler ve Başkanlıkların Merkez teşkilatında görev yapan personel, bakanlık kadrosuna aktarılırken, SHÇEK taşra teşkilatında çalışan personel İl Özel idarelerine aktarılmaktadır. Personelin özlük haklarında belirsizlik söz konusudur ve bu durum oldukça hassas olan kuruluşlarımızda ki çalışanların verimliliğini olumsuz yönde etkileyecektir. Ayrıca aynı statüde, güvencede olan çalışanlar haksız ve oldubittiye getirilmiş bir şekilde parçalanmıştır. Statü kaybı olmuştur. Eksiklikleri kabul edilse de sosyal hizmet uygulamasını ekip halinde yerine getiren ve iş yükünün % 95 ini üstlenen taşra teşkilatı, çocukları, yaşlıları, engellileri, gündüzlü hizmet alan aileleri yeni ve bilimsel anlayışla olması gereken bir düzenlemenin dışında tutulmuştur.
3.    KHK ile taşrada bulunan İl Müdürlükleri dışındaki kuruluşlar da İl Özel idarelerine devredilmektedir. Bu durum zaman içinde bu kuruluşların özelleştirilmelerinin veya belediyelere devredilmelerinin kolaylaşmasına yol açacaktır.  İl özel idareleri sosyal hizmet alanında profesyonel bir kurum olmadığı, bütüncül hizmetler açısından işleyişinin yetersiz kalacağı dikkate alındığında ulusal sosyal hizmet politikasına katkı vermekten uzak olacaktır.
4.    Kuruluşların özel idarelere devredilmesi ile illere göre farklı uygulamalar olacak  hizmette bir standart düzey oluşumu engellenmiş olacaktır. Bütçe, personel, yaklaşım farklılıkları nedeniyle iller ve hatta bölgeler arsında keskin farklılıklar oluşacaktır.
5.    Bilindiği üzere çocuk yuvası , yetiştirme yurtları ve gençlik merkezleri gibi çocuk ve gençlere yönelik eğitim veren kuruluşlarımız bulundukları illerin  İl Genel Meclislerinin siyasal yapısı , etnik yapısı mantıksal yapısı çerçevesinde ele alınıp buralarda bulunan çocuk ve gençlerimiz yanlı eğitime tabi tutulma riski altında bulunacaklardır. Böylece bir vatandaş olarak topluma kazandırılma yerine örgüt, teşkilat, cemaat vb. illegal oluşumların etkisi altına alınmaya çalışılacaktır.
6.    Taşra teşkilatının il özel idareleri ve dolayısıyla İçişleri Bakanlığının birimi haline getirilmesi ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının taşra teşkilatının oluşması ile aynı konunun iki ayrı Bakanlığın sorumluluğuna girmesi ile yetki kargaşası ortaya çıkacak ve ciddi sorunlar yaşanmasına neden olacaktır. KHK kararnamede hizmet alanlar, hizmet kapsamına girecekler, nakiller, evlat edinme, koruyucu aile vb. hizmet gerekleri dahi açıklanmış, hizmetin temel esasları, felsefesi, tanımları 2828 de olduğu gibi yapılmamıştır. 
7.    KHK ile yapılan düzenleme ile çalışanların özlük hakları ile ilgili bir belirsizlik söz konusudur. Bu durumun çalışanların hak kaybına uğrayacakları kaygısını taşımalarına yol açmaktadır. Halen SHÇEK’te görev yapan 13.000 civarındaki personel Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının taşra teşkilatına ihbar edilmiştir. Yılsonuna kadar yapılacak yeni düzenlemeler ile istenen personel taşara teşkilatında bırakılacak istenmeyenler il özel idarelerine devredilecektir. Eski personele tercih hakkı bile tanınmadan yeni oluşuma geçilecektir.
8.    Yeni düzenleme ile kadrolaşma çalışmaları hız kazanacaktır.Şimdiden SHCEK te yeterlik,deneyim,mesleki uygunluk gözetilmeden yangından mal kaçırırcasına onlarca İl Müdür Yardımcısı ve İl Müdürü ataması yapıldığı tespit edilmiştir. KHK de var olan idarecilerin yeni oluşturulacak teşkilat yapısında yeni kadrolara atanmada öncelikleri olacağı belirtilmemiştir. Bu kadrolaşmada yeni bir boyut oluşturmaktadır. Dava konusudur. Kurum dışı atamalar ile, kurumun bilgi, deneyim ve oluşumları yok sayıldığı gibi, çalışan ve pozisyonu uygun olan çalışanlara haksızlık edilmiştir. Hizmet alanların bu durumda ödeyeceği bedeller yine deneyimler ile açık ve nettir. 
9.    Kuruluşlar İl Özel İdarelerine devredildikten sonra çalışma ortamı daha bir politize olacak, politika ve politikacıların daha fazla söz sahibi olduğu bu yapı içinde çalışanlar ve hizmet alanlar yönetime hakim olan siyasal bakış açısı ile değerlendirilecektir.Liyakat denilen özellik tamamen rafa kaldırılacaktır.Böyle bir yapının olumsuzluklarını tahmin etmek bile insanı ürkütmektedir.
10.                       Getirilen yeni düzenleme ile maaş vb. özlük haklarındaki belirsizliğin yanısıra çalışanların bulundukları ilde çakılı kalmaları sonucunu doğuracaktır. Bu yeni yapı içinde yer değiştirme çok çok zorlaşacak ve çalışanların göreve başladıkları ilde emekli olana kadar çalışma durumunda kalmaları sonucu ortaya çıkacaktır.    
11.                       Sosyal hizmetin hak temelli olmaktan çıkması, sosyal yardımla sınırlandırılması anlayışı bile samimiyetsiz bir niyettir. Sosyal yardımlar tek elde toplanması hizmetin gereğidir. Ancak sosyal yardımlar KHK de birleştirilmemiş, bu alanda faaliyette olan kurum ve kuruluşlar tek çatı altında toplanmamıştır. Bilimsel ve profesyonel bir uygulama önerisi ve yaklaşımı da ima bile edilmemiştir.  3294 sayılı yasa ile kurulan SYDV lere üst kuruluş oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu kurumda çalışan binlerce kişi iş güvencesiz ve yerel etkilere açık çalışmaya mahkum edilmiştir.
12.                       Bu genel görüntü içinde bizleri bekleyen yeni yapı şöyle olacaktır.
a) Hizmetlerin tek elden yürütülmesi ve yönetilmesi devri bitecek ve hizmetler parçalanacaktır.
b) Siyasi vesayet artacak gerek çalışanlar ve gerekse hizmet alanlar bakımından daha politik bir ortam oluşacaktır.
c) Kadrolaşama daha da hızlanacaktır.
d)  Meslek örgütümüzün parçalanmış bu yapı üzerindeki etki ve katkısı asgariye inecektir.
e) Güvencesiz çalışma artacak, özelleştirme ve taşeronlaşma yaygınlaşacaktır.
f) Kuruluşlar ilerde çeşitli kişi ve guruplara devredilecektir. Eğitmekle görevli olduğumuz çocuk ve gençlerimiz kişi ve gurupların militanı olarak yetiştirilecektir.
SONUÇ
İlgili tarafların görüş ve katkıları alınmadan gerçekleştirilen bu yeni düzenleme kendi içinde çelişki ve olumsuzluklarla doludur. Bu yeni düzenleme uygulandığı takdirde gerek çalışanlar ve gerekse hizmet alanlar bakımından kötü bir gelecek beklenmelidir. Anayasal hakları çalışanlar ve hizmet alanlar için riske sokması muhtemeldir. Seçim öncesi yapılan uygun olmayan kurum dışı ve kurum içi atamaların hizmet alanların yararı gözetilerek iptal edilmelidir. İptal yollarına gidilmelidir.
Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardım Bakanlığını gibi bütüncül yaklaşıma ön ayak olabilecek beklentisi ile desteklemekle beraber alt yapıyı oluştururken ilgili kamu kurum ve  kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda alt yapısının oluşturulması, çalışanların ve hizmet alanların Bakanlık dışında bırakılmamasını ve yapının bunun üzerine inşa edilmesini bekliyor ve diliyoruz.  
                                                                                                                                                           SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ
                      EDİRNE ŞUBESİ